Kariyerini her zaman ismiyle zıt bir biçimde cinsel imajlar kullanarak toplumsal dayatmalara açıkça meydan okuyarak inşa eden, heteroseksüel ve ataerkil kültür için cinsel sıra dışılığı simgeleyen, hep izleyicilerinin cinsiyet ve ahlak kodlarını altüst etme arzusuyla hareket eden Madonna, yıllarca ebeveynler, muhafazakarlar ve dini gruplar tarafından gençliği dejenere etmekle, sırf erkeklerin göz zevkini tatmin etmeye yönelik performanslar yapmakla suçlandı.
Madonna hiçbir zaman medya tarafından iyi karşılanmadı ki MTV Müzik Ödülleri’nde Aretha Franklin’in arkasından yaptığı konuşma yere göğe koyulsun. Çoğu izleyici tarafından Madonna kariyerinin başından itibaren vücudunu para ve şöhret için satmaya istekli bir kadın olarak görüldü. Tabii ki bunda iç çamaşırlarını normal elbise niyetine kullandığı kostümleriyle dış görünümünün, yenilikçi danslarının, erotik şarkı sözlerinin ve kliplerinin de etkisi var. Kendisi de kariyerinin başından itibaren kadınlarla bağdaştırılan geleneksel davranışları çıkarları doğrultusunda sömürdü.
Mesela Like A Virgin klibinde gelinlik giymiş bir kız modeli sundu. Aslan maskeli partneri onu kucağına alıp yatağa bırakıyordu.
Girlie Show: Live Down Under adlı konser DVD’sinde Jean Paul Gaultier’in tasarladığı ikonikleşmiş büstiyeri ile sahnede mastürbasyon yapan bir kadını taklit etti.
https://www.youtube.com/watch?v=0gLydZ5PEWA
Bütün müzik kanalları tarafından yasaklanan 1990 tarihli Justify My Love klibinde ise elinde bavulla bir otele gelir, bilinçsiz bir şekilde otelin koridorlarında yürür. Klip boyunca çeşitli etnik kökenlere sahip ve cinsiyetleri belirsiz bir grup insanın cinsel ilişki görüntülerini ve Madonna’yı röntgenlemelerini görürüz. Klibin ana teması tabii ki eşcinsel arzunun nesnesi olan Madonna’dır. “Aldığı zevk başkasına bağlı olan insan zavallıdır.” yazısıyla sona eren klip queer kültürün milli marşı ilan edilmiştir.
Open Your Heart’ın klibinde bir gece klübünde iç çamaşırlarıyla dans eden striptizciyi canlandırdı. Klibin sonunda takım elbisesi ve kafasında şapkayla kulüpten dışarı erkek kimliğiyle çıkarak küçük bir çocuğu dudaklarından öptü. Papa Don’t Preach’te yalnız, genç ve hamile bir kadının babasının şiddetli itirazlarına rağmen bebeğini doğurmaya karar vermesinin hikayesini anlattı. Her zaman en etkili rol modellerinden biri oldu. Yıllarca rastgele cinsel ilişkileri, ensesti ve toplumda isyanı teşvik etti.
Madonna’nın asıl çekiciliği, müzik yeteneğinde ya da seksapelinde değil, güç aurasındadır. Gücü, göklere çıkarılan kendi imajını manipüle etme yeteneğinden ve bir kadının ataerkil bir özneden kapitalist bir güç unsuruna geçişini başarıyla temsil etmesinden türer. Bir fahişe olarak kolayca kategorize edilmesi de bu gücü karmaşık bir hale sokar. Gerçek fahişe güçsüzlükle tanımlanır, kendini kullandırır ve kendinden vazgeçer. Madonna kameralar önünde ne kadar kendini alçaltıyor gibi görünse de asla güçsüz değildir, kullanan odur. O kazanır. Kazanmak ise baştan çıkarıcılığı fahişelikten üst bir yere koyar. Kadınların değişen ekonomik statüsünü tehdit gören erkekler için, Madonna’nın davetkarlığı artık tahrik edici değildir, onların azalan gücünün işaretidir.
Madonna’nın Erotica şarkısına çektiği klibe bakalım. Klip boyunca bazı sahnelerde Madonna, üzerinde üst sınıf hizmetçi elbisesine benzeyen garip bir kıyafet ve yüzünde maske ile görünür. Maske zaten yapısı gereği kimliğin gizliliğini sağlayan bir unsur. Kıyafeti ise elindeki kırbaç ile beraber cinsel açıdan üstün olmayı seven birinin havasını verir. Kimliğin ve kıyafetin muğlaklığı cinsiyetin muğlaklığını işaret etmektedir. Klip ilerledikçe öpüşen kadınları ve erkekleri görürüz. Her ne kadar birbirleri ile öpüşen erkekler gösterilmese de aralarında Madonna ve Naomi Campbell’in de bulunduğu kadınlar, cinselliğin sadece karşı cinslere özgü bir davranış olabileceği fikrine doğrudan karşı gelir. Klip devam ettikçe karşımıza sadist ve mazoşist eğilimlerin yansıtıldığı kukla kulağı yalama, dizgine vurulma gibi ilginç cinsel eğilimler çıkar.
Burada amaçlanan insanın bir başkasını temsil ederek zevk almasını sağlamak olduğundan, Madonna belki de insanlara birbirlerine uyguladıkları dayatmalara aslında kendi içlerinde karşı gelme istekleri olduğunu göstermek ister ve kıvırcık sarı saçları, neşeli tavır ve hareketleriyle klibin sonlarına doğru birden Marilyn Monroe’ya dönüşerek aptal sarışın stereotiplerine göndermeler yapar. Bir el hareketinin yanında ekranda teker teker ‘S’, ‘E’ ve ‘X’ harfleri çıkar, seksin bir tabu olmasını niteler. Klibin sonunda Madonna’yı sokağın ortasında çırılçıplak otostop çekerken görürüz. Arabaların onu almak için durmamaları, insanların onu kendisinin bir parçasını gizlemeden yani bir performans sergilemeden kabul etmeyeceklerinin göstergesi olarak nitelenebilir.
Bir başka örnek verelim. Amerika’da Madonna: Truth or Dare, İngiltere’de In Bed with Madonna adıyla gösterime giren filmde Madonna’ya hayatının aşkını sorarlar. O zamanlar Warren Beaty ile beraber olan Madonna, soruya “Sean Penn” şeklinde cevap verir. Madonna ve kız arkadaşları filmin sonlarına doğru yatağa girerler ve hayatlarında kimsenin olmadığından yakınırlar. Muhabbet esnasında ellerindeki şişeyi alıp ağızlarına sokup çıkartarak oral seksi sembolize ederler.
Madonna, 1992 tarihli Sex adlı kitabında sevgilileriyle sabah uyandığında nasıl seviştiğinden, genç ve tecrübesiz bir erkek ile yaşadığı ilişkiden, seks filmleri hakkında ne düşündüğünden, sevişmeden sonra konuşup konuşmama hakkındaki düşüncelerinden, kendisini çikolata ile tatmin ettiğinden, cinsel organını aynanın karşısında izlediğinden, kız arkadaşıyla nasıl seviştiğinden bahseder. Doktoruna acı ve zevkin cinsel ilişkide aynı anda nasıl olabildiğine dair sorular sorar. Madonna kitabında en büyük yalanlardan birinin bir erkeğin “Asla bir erkeği düşlemedim.” demesini örnek olarak gösterir. Ona göre “Seni seviyorum.” cümlesi de çok büyük bir yalandır. Orgazma ulaşırken doğal olarak herkes birbirini sever. Şişman bir adamla ilişkiye girdiğini ve ezilmemek için adamın üstüne çıktığını anlatır. Kitabının sonundaki uzun teşekkür bölümünde üstündekilerini çıkarmalarını istediğinde dediklerini yapan Isabella Rosselini, Naomi Campbell, Vanilla Ice gibi ünlülere teşekkür eder. Miami ve Florida halkına sokaklarda çıplak koşarken üstlerine atlamadıkları için şükranlarını sunar. Madonna’nın kitabında yazdıkları fotoğraflarla da görselleştirilmiştir. Fotoğrafların bazılarının kolaj olması, bazı renkli fotoğrafların ise baskı sırasında kaydırılması queer teorinin karmaşık kimlik sorgulamasını ve kimliklerin muğlaklığını destekler niteliktedir. Nasıl ki queer stille, giyimle, performansla, skandallarla, oyunla, sapkınlık gösterileriyle alışılagelmiş cinsel rolleri ve cinsellikleri sarsmak istiyorsa, Madonna da kitabında anlattıklarıyla buna dayanak oluşturur.
Aperture dergisine verdiği bir röportajda Madonna değişen tavırları yüzünden gelen izleyici tepkilerinin onu aslında motive ettiğini şöyle itiraf eder:
M: … dans dünyasından müzik dünyasına, sosyal güdülenmem çoğunlukla gay erkekler sayesinde oldu. Hayranlarım onlardı, bana ilham veren onlardı. Bu beni özgürleştirdi, çünkü istediğimi yapabiliyor, istediğim kişi olabiliyordum.
V: Izleyicilerinizin sizinle yatmak istediğini biliyorsunuz?
M: Kesinlikle! Yatmaya hazır ve güçlü bir kadın tarafından gözdağı verilmiş bir haldeler. Sorun o dünyayı bırakıp anaakıma girdiğimde ortaya çıktı. Birdenbire yargılanmaya başladım.
V: Ama bu yargılardan da beslendiniz.
M: Evet, kesinlikle.
Madonna gay erkeklerden etkilendiğini sürekli söylese de lezbiyenlerden alıp da kullandığı kavramlar ile ilgili belirsiz konuşur. Başka bir deyişle, lezbiyen imajı ve yaşam tarzıyla flörtünü sürdürür. İnsanlar Madonna’nın lezbiyen cinselliğin ne kadar içinde olduğunu merak eder. Kariyeri süresince bu tartışma devam etmiştir. Sandra Bernhard ile olan ilişkisi, Justify My Love, Truth or Dare ve Like a Prayer; Madonna’nın lezbiyenliğinden küçük eğlencelikler sergiler. 2000 yılında yayınlanan Music klibinde Madonna bu sefer başında bir kovboy şapkası boynunda “Mommy” yazan altın kolyeyle karşımıza çıkar. Klip çekildiği sırada hamiledir, bu kıyafetlerle limuzine doldurduğu kız arkadaşlarıyla striptiz kulüplere gider, dansçılara para dağıtır. Madonna tüm röportajlarında, tanımlanmış cinsel hiyerarşiyi reddetmiştir. Herhangi bir şeyi onaylamaz ya da dışlamaz. Cinsel yönelimini açıklamaz:
“Benim eşcinsel olup olmadığım alakasız bir meseledir. İnsanların Bernhard ile yattığımı düşünmelerini gerçekten istiyorum. Benim için önemli değil. Eğer benim onunla yattığımı düşünmek insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacaksa, düşünebilirler. Ve eğer yatmadığımı düşünmek onların daha güvenli hissetmelerini sağlayacaksa, bu da uyar.”
Madonna’nın genel olarak toplumsal dayatmalara karşı duruşunun ve ihlalci yanının belki de en etkileyici örneği, 2003 yılında MTV Video Müzik Ödülleri’ndeki performansıdır. Like A Virgin’in klibinde işlenen evlilik, bekaret ve kadın-erkek ilişkilerini konu alan temalar ve öğeler bu performansta biraz da nostaljik bir şekilde yeniden canlandırılmıştır:
Görüldüğü gibi evliliklerin sadece karşı cinsler arasında gerçekleşebilecek bir kavram olduğu düşüncesine karşı duruyormuş gibi görünen bu performans sırasında Spears ve Aguilera, gelinliklerinin mütevazı sayılabilecek kısımlarından kurtulmuş bir şekilde Madonna’nın koluna girerek performanslarına devam etmektedir. Madonna’nın dansta da lider olması, giyimi, toplumsal dayatma ve sınırlamalara karşı gelişini pekiştirir.
Madonna, sırayla Spears’i ve Aguilera’yı dudaklarından öperek bu davranışın beraberinde getirebildiği anlamları da oldukça büyük bir alıcı kitlesine canlı yayın ile ulaştırmıştır. Toplumsal dayatmalardan cinsiyet rollerinin değişimine, çok eşlilikten kadınsılık ve erkeksilik öğelerine, evlilik kurumundan lezbiyenliğe uzanan geniş bir yelpazede bir sürü kavramın sorgulanabileceği bu performansta Madonna, onun ünlü kimliği ile bağdaştırılan ilerici ve atılımcı yaklaşımını yeniden sergilemiş bulunur.
Madonna’nın yaptıklarını baskın kültürün aval aval baktığı şovlar olarak görürsek onu değersizleştirmiş oluruz. Çünkü kadını bir seks objesi olarak gösteren geleneksel sunumlar alt kültürden getirilen “öteki” cinsel kimliklerden daha kalıcı ve rahatlatıcıdır. Madonna’nın kişisel amaçları ayrıca hiçbir zaman feminist bilinçlenmeyi arttırmamıştır, alt kültürü desteklemeye de hizmet etmemiştir. Madonna’nın tek istediği aslında dünyayı yönetmektir. Ortaya koydukları da bu amaca hizmet eder.
Analiz kabiliyetin mükemmel