Ahlat Afişi

Nuri Bilge Ceylan’ın şu anda Cannes Film Festivali’nde yarışan Ahlat Ağacı adlı son filminin afişleri geçtiğimiz hafta yayınlandı ve sosyal medya da afişlerin üstüne mal bulmuş Mağribi gibi atladı. Kimisi afişleri Instagram postuna benzetti, kimisi de çok beğendi.

Beğenmeyenler için daha fazla ne yapılabilir, bilmiyorum. Benimse Türkiye ve afiş kelimelerini yan yana getirince gözümün önünde bir şey belirmedi. Önce aklıma ne hikmetse Kulüp Rakısı’nın afişi geldi. Sonra da 1987 seçimlerinde SHP’nin kullandığı sıkılmış limon afişi.

Sinemaya dönüp iyice zorladım kendimi. Yol filmi cepte. Sonra Ağır Roman var. Ama birinin tarihi 1982. Diğerinin 1997. Sonra Fasulye vardı. Afişi aklımda kalmış ama emin olamadım. Yok, zorluyorum zorluyorum bir şey çıkmıyor. Etrafıma soruyorum, kimse 2000’li yıllardan sonra çekilmiş, afişi akılda kalan 10 tane Türk filmini hızlıca sayamıyor. Herkesin bu saydıklarım dışında beğendiğini söylediği bir film afişi daha var. O da tahmin edersiniz ki yine Nuri Bilge Ceylan’a ait: Uzak.

Yeniden Nuri Bilge Ceylan’a döndüm. Yönetmenin resmi sitesinden filmografisindeki afişleri inceledim. İşte aldığım notlar:

Öncelikle tüm afişlerde – İklimler dışında – mutlaka ağaç var. Altında isim yazmayan tüm afişlerin Nuri Bilge Ceylan’a ait olduğu sonucuna vardım.

Bir Zamanlar Anadolu’da (2011) filminin afişlerinin yarısını Türkiye’den bir ajans tasarlamış.

Kış Uykusu’nun (2014) afişlerinden biri Rus ressam Ilya Glazunov’un At The Edge of Ice Hole adlı kara kalem çalışmasından ilham alınarak tasarlanmış. (Glazunov’un çalışması Dostoyevski’nin tamamlanmamış romanı Netochka Nezvanova’nın bir illüstrasyonu.) İlginç olan ise rol kişileri olarak benzer özellikler taşıdıklarını söyleyebileceğimiz Haluk Bilginer ile Muzaffer Özdemir’in resmediliş tarzlarının da (özellikle palto ucu) oldukça benzemesi.

uzak ve kış uykusu filmlerinin afişiGelelim Ahlat Ağacı’na… Toplam 10 çalışmayla karşı karşıyayız.

ahlat ağacı filminin afişleriYurt dışındaki gösterimler için hazırlanan 3 afiş ilk bakışta gözüme daha farklı geldi. Murat Cemcir’in olduğu afiş ise sosyo kültürel yapımız ve ortalama beğeni düzeyimiz düşünüldüğünde hedefte olmayan kitle için düşünülmüş gibi duruyor…

Fotoğrafta orta sıranın en solundaki afişi ise Ethem Onur Bilgiç tasarlamış.

Ethem Onur İnebolu doğumlu. Benim de küçüklüğüm yaz mevsimlerinde İnebolu’da geçmiştir. Anneannemin evinin karşısındaki ahlat ağaçları arasında büyüdüm. Ahlat ağaçlarının dallarındaki olmamış armutlar çok güzel ishal keserdi. Vücudumdaki geçmişten gelen bu sıcaklık duygusuyla Ethem Onur’a ulaştım. Kış Uykusu’nun DVD & Blu-ray kapağının da kendisine ait olduğunu öğrendim.

kış uykusu filminin afişleri

Genç sanatçı fondaki çizgileriyle bana empresyonist ressamların eserlerini çağrıştıran afişi film kurgu aşamasındayken tasarlamış.

Ethem Onur, Bülent Erkmen’in Karılar Koğuşu ve Arabesk filmlerinin afişleri ile Sarp Sözdinler’in Daha isimli filminin afişini önerdi bana incelemem için. Saul BassDrew Struzan gibi sanatçıları keşfetmemi sağladı. Tahmin ettiğim gibi dört dörtlük bir sanatçı ve pırıl pırıl bir insan. Oldukça da kibar.

Aşağıdaki görselde ortada yer alan afiş ise filmin senaristlerinden Akın Aksu’ya ait. Bu rengarenk afişin bir benzerini L’inconnu du lac’da görmüştüm. Hatta filmi afişindeki renk cümbüşü yüzünden izlediğimi söyleyebilirim. İç mahremiyeti koruyucu, aynı zamanda gizemi sürdüren bir yapısı var.

ahlat ağacı filminin bir afişi

Afişlerdeki parçalı kahraman metaforunu The Truman ShowLord of WarArgo, InceptionThir13en GhostsThe Next Three Days gibi psikolojik ögeler barındıran film afişlerinden biliyoruz. Üstelik bazılarında karakterin yüzü filmden alınan karelerden oluşturulur. Doğu Demirkol’un kitap üzerindeki yüzü sizce de sadeliğiyle diğerlerinden daha akılda kalıcı değil mi?

ahlat ağacı filmine ait film afişi

Bu afişte de garip bir durgunluk var. Sanki zaman durmuş gibi… Binlerce sırrı barındırırken aynı anda tamamen açık görünüyor. Karakterin yerdeki pozisyonu Fargo’yu anımsatıyor.

ahlat ağacı filmine ait bir afiş

Bazı aksiyon filmlerinin afişlerinde kahramanlarımız bize arkalarını dönerek iyi birer insan olduklarını anlatır. Bir yalnız adam konsepti. Aynı anda belalı taraflarına da dikkat çekerek düşmanlarına göz dağı verirler. Ahlat Ağacı da bir nevi iç aksiyon filmi. Doğu Demirkol’un canlandırdığı rol kişisi de anladığımız kadarıyla yalnız bir adam… Tekinsiz bir masumiyet ile birlikte garip bir iyimserliği var gibi.

ahlat ağacı filmine ait film afişi

Ahlat Ağacı’nı izlemedik, teaser’ını bile görmedik. Filmi izledikten sonra bize sunulan tüm bu güzelliklerin ilettiği anlam aktarımlarını gerekirse yeniden düşüneceğiz.  Afiş alt tarafı basılı bir kağıttır. Görevi ise dikkat çekici olmak ve yoldan geçeni etkilemeyi başarmaktır. Ahlat Ağacı’na ait afişlerin de görevlerini fazlasıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Keşke her film ve tiyatro yönetmeni işi son dakikaya bırakmadan böyle afiş galerileri oluştursa…

HAFTANIN KEŞİFLERİ

1927 yılında Eric Weber isimli Avusturyalı sanatçının kurduğu Afiş Atölyesi’nin günümüzdeki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ymiş.

Janelle Monáe ile Arctic Monkeys’in albümleri 5 seneden sonra çıktı. Dahası Beach House da yedinci stüdyo albümü 7’yi yayınladı. Uzun bir incelemeyi hakediyorlar, belki haftaya…

Anne babası Yunan, Suriye doğumlu bir adam var. Adı Philip Tedro. Doğum tarihi net değil. Ölümü 1902. Tedro İslam dinini benimseyince adını Hacı Ali olarak değiştirmiş ve İzmir’de yaşamaya başlamış. Amerikalılar İç Savaş sırasında develerden yararlanmak için Osmanlı’nın kapısını çalıp bir sürü deveyle İzmir’den ayrılmışlar. Develerden anlamadıkları için yanlarında devecibaşı olarak Hacı Ali’yi de götürmüşler. Hacı Ali olmuş size Hi Jolly. Yaşadığı Tucson Arizona’da adına yapılmış bir anıt mezar bile var. Üstelik Red Kit’in çizgi filmlerinin birinde de karakter olarak canlandırılmış. Böyle birinin yaşadığından ve bir Türk’ün sahiplenip belgeselini yaptığından posta.com.tr’de gördüğüm bir haber sayesinde haberdar oldum. Okumak isterseniz diye buraya bırakıyorum. (İlginçtir ki The Beatles’ın Get Back adlı şarkısında Jojo adında Tucson Arizona’da yaşayan birinden bahsedilir ve ait olduğu yere dönmesi istenir.)