Futbol sezonu bitince spor medyası şişirme haberlerle sezon açılışına kadar yaz boyu kendisini idare eder. Bu sene Dünya Kupası vesilesiyle spor medyası çıtayı yüksek tutarak iyice çığrından çıkmış gözüküyor. Aşağıda gazetelerden sizler için derlediğim konuyla ilgili bazı başlıklar var:
Fenerbahçe’den Robinho bombası
Cavani’den müjde var
Henry’nin menajeri İstanbul’da ev baktı
Baptista gelecek
Maradona’yı reddettik
Forlan mı geliyor?
Bu haber başlıklarına bizim ahırdaki eşek bile güler. Gülmeyenler Portekiz milli takımına çağrılmayan Queresma için neden ortalığın birbirine girdiğini düşünüyor. Ya da Fenerbahçe’nin kurtarıcısı Alex’i neden bu futbol şöleninde göremediğimizi. Gördünüz, yıllar önce stajyer antrenör diye Fenerbahçe’den kovulan Löw az kalsın kupada Almanya’yı şampiyon yapıyordu. Üçüncülükle yetindiler. Ama Beşiktaş’ta istenmeyen Del Bosque bu akşam İspanya’yı şampiyon yapacak.
Bilindiği gibi, Türkiye 2002 Dünya Kupası’nda Kosta Rika’yı bile yenemeden sadece Çin galibiyetiyle ve Brezilya’nın diğer ülkelere gol yağdırmasıyla gruptan çıkabilmişti. Kostarika’yı bile yenemeyip Brezilya sayesinde gruptan çıkarak, Güney Kore ve Senegal’i yenip üçüncü olmuştuk. Bir milli takım Dünya Kupası tarihinde bu organizasyona sadece iki kez katılmışsa ve ikincisinde de üçüncü oluyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Nitekim Paraguay ve Gana’nın bu sene gruplarından çıkıp çeyrek ve yarı final oynamaları da bu duruma benziyor.
Her takım rakibiyle ikişer maç yaparsa gruptan çıkan takımların da başına gelebilecek kazalar önlenebilir diye düşünüyorum. Veya ikinci tur maçları için takımlar arasında bir lig oluşturulabilir. Böylelikle tam anlamıyla bir futbol şöleni olur.
Bu noktada Türkiye Futbol Federasyonu’na bir önerim var. Bundan sonraki Dünya Kupası ülkemizde düzenlenirse biz de tribünlerde kaval çalalım. (Gaval şeklinde okuyunuz.) Kaval çalmak denilince hemen aklınıza ayıp şeyler gelmesin. İnsanlar koyunlarıyla statlara gelir, ne güzel olur. Yer gök kaval sesleriyle inler. Koyunlar boyunlarındaki çan ile çıngır çıngır yürürler. Maradona o köy ağası kıyafeti ve tespihiyle koyunları sever. Marş olarak da ünlü kaval sanatçısı Burhan Tarlabaşı’nın Koyun Gelir adlı eserini söyleriz: Koyun gelir yata yata / Çamurlara bata bata / Bizim takım sele gitmiş / Yosunları tuta tuta.
İddia ediyorum hiçbir takım bu atmosferde bizi yenemez.
Hepinizin Annie’sini I Love You’s!
Kalemine sağlık