Yaşadığı zor günleri atlatan ve yepyeni bir tiyatro oyunuyla sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanan Özlem Savaş ile yaşadığı kötü günlerden şu andaki hedeflerine, din anlayışından değişen magazin camiasına birçok konuda uzun bir yolculuğa çıktık.
Uzun zamandır ortalıklarda gözükmüyordun…
İki senelik verdiğim ara bana çok iyi geldi. Yapacaklarımı, yapabileceklerimi ve hedeflerimi bol bol düşünme imkanı buldum. Bunun dışında Londra’da NLP ile ilgili eğitim aldım. Şu anda bu konuyla ilgili bir kitap hazırlığım var.
Ne zaman hazır olacak kitap?
İnsanlar başarılı olduğumu gördükten sonra o başarının kitabını yazmam çok daha akıllıca olur. Başarı kişiden kişiye göre değişen bir şey ama kitabı şimdi çıkartırsam “Ne başardın da bize başarıyı anlatıyorsun!” derler.
Sen hazırlıktan bahsettiğin için zamanını sordum. Her kişisel gelişim programına katılan insan sence bu konuyla ilgili bir kitap çıkarabilir mi?
Tabiiki hayır. Ben bu konuyla ilgili eğitimimi NLP’nin mucidi Richard Bandler’dan aldım. Benim eğitimim ve aldığım sertifikalar Türkiye’de Cengiz Eren dışında kimsede yok. O da bu konularda Türkiye’deki en yetkin kişilerden biridir.
Kötü günleri geride bıraktın. Neler öğrendin bu kötü günlerden? Kendini nasıl hissediyorsun?
Çok şükür her şey benim için geride kaldı. Şu anda da kendimi çok iyi hissediyorum. Farkındalığımı arttırdıkça karşıma hep güzel insanlar çıkmaya başladı. Bugüne kadar hep tek başına mücadele ettim. Mesela bir basın danışmanım veya menajerim olmadı. Şimdi 4-5 aydır Berna Türkan ile çalışıyorum. Ondan çok şey öğrendim. Şimdi iki kişilik ordu gibi düşünebilirsin beni.
Menajerin hayatını nasıl değiştirdi?
Bir insanın menajeri olunca işler kolaylaşıyor. Ekip olmak çok önemli. “Kuşlar sürüleriyle uçar.” derler. Ben tek başıma çok yıprandım, çok ezildim. Ama bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bundan çok eminim.
Kötü günlerinde bu camianın gerçek yüzünü gördüğünü söyleyebilir miyiz?
Hiç kimseyle bir sorunum yok. Kimseye bir kırgınlığım da yok. Böyle bir camiada zaten dost filan aramamanız gerekir. Sanat camiasında dostum olup olmaması hayatıma bir şey katmaz. Bu camiada kimse kimsenin iyi olmasını istemez. Ben sadece eskiden bunun farkında değildim. Size özel birkaç dostunuz ve aileniz yanınızda olsun, bu yeterli.
Sizi yakında sahnelenecek Abdullah Şahin Tiyatrosu’nun ‘Komedi Dünyası’ adlı oyununda göreceğiz. Oyundan biraz bahsedebilir misiniz?
Oyunda geçmişten günümüze komedyenlerin bugüne kadar başlarına gelen komik ve trajikomik ilginç hikayeleri anlatacağız. İlk defa tiyatroda köylü kadın, kaynana gibi değişik rolleri canlandıracağım.
Gerçekten bayağı değişik rollermiş. Senin bir tiyatro eğitimin var mıydı?
Ben üniversitede okurken Şehir Tiyatrosu’nun o dönemki Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün sayesinde Şehir Tiyatrosu’na girdim. Alaylı olup da şehir tiyatrosuna giren Türkiye’deki tek kişiyim.
“Komedi Dünyası”nı ne zaman izleyebileceğiz?
Bu ayın dokuzunda düşünüyorduk ama biraz erteledik. Zaten önce Anadolu’da turneye çıkmayı düşünüyoruz. O yüzden şimdilik tam tarih veremeyeceğim.
Konuk olduğunuz Lerzan Mutlu’nun programında Kuran’ın şifresini çözdüğünü iddia eden Ahmet Çelakıl’ın konuşmalarından çok etkilenip namaza başladığını belirtmiştin. Neler söylemek istersiniz?
İnsanlar bazen arayış içerisinde olabiliyor. Ben de eksik olan taraflarımı tamamlamaya çalışıyorum. Sağlıklı ve mutlu bir hayat için bulmaca çözer gibi kendimle ilgilendiğimi söyleyebilirim. Namaz da bu arayışlarımın bir sonucudur.
Sabahları namaz için kalkarken zorlanıyor musun?
Hayır, sorun olmuyor. Ekstra durumlar yüzünden kılamadığım zaman daha sonra kazasını kılıyorum. Ben namazı bir görev gibi düşünmüyorum. Bu konuyu yanlış anlamanızı istemem.
Ömer Çelakıl’da samimi bulduğun neydi?
Ona göre aslında kutsal kitabımızda bu kadar kural silsilesi yok. Bu da bana çok samimi geldi. Mesela boy abdesti konusu… Zamanında neden boy abdesti aldığımızı çok düşünmüştüm. Ömer Çelalık bütünüyle temizlendikten sonra abdest alırken yaptığımız hareketlerin bir anlamı olmadığını söylüyor. Bunun gibi kafamdaki soru işaretlerini ortadan kaldırması beni çok etkiledi.
Kuran-ı Kerim’de başka kafanı karıştıran şeyler var mı?
Evet. Mesela Kuran-ı Kerim’in meallerinde hep erkek vardır. Neden kadın yok? Kuran-ı Kerim aslında bir yorumlama işi. Belki bir kadın yorumlasa farklı yorumlayabilirdi. Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum.
Artık tamamen dindar muhafazakar bir yaşam tarzı mı sürüyorsun?
Atatürk ilkelerine bağlı bir kadınım. Laik bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Böyle yetiştirildim. İnsanların beni namaza başlayınca dindar sanmalarını istemiyorum, Atatürk’ün dediği gibi inanç başkadır, yaşam başkadır. Benim yaptığım Müslümanlığın gerektirdiklerinden sadece bir kısmı. Atatürk yaşasaydı benimle gurur duyardı. Meditasyon da böyle bir şeydir. Namazın bence meditasyondan hiçbir farkı yok. Namazı bir alışkanlık haline getirdiğin zaman çok huzurlu oluyorsun. Borcunu ödemiş gibi oluyorsun.
Seni TÜBİTAK ödülleri olan bir bilgisayar mühendisisin. Bilim insanları tanrıyı devamlı sorguladıkları için soruyorum. Eskiden ateist miydin?
Bugüne kadar ilahiyatçılar çıkıp her şeyi günah olarak nitelendirdiler. Ben dine bu kuralcılık yüzünden garip bakıyordum. Ben bir şeyin nedenini bilmeden hiçbir şeye inanamıyorum. Böyle kötü bir huyum var. Çok eski bir arkadaşım lisedeyken bana kutsal kitabımızı okuyup okumadığımı sormuştu. Okumadığım için ona bu konuda hiçbir şey söyleyemeyeceğimi belirtmiştim.
Politikaya ilgin var mı?
Politikanın ehli değilim. İnsanların içeriye alınması, her kitap yazanın suçlu ilan edilmesi tabiî ki herkesin olduğu gibi benim de kafamı karıştırıyor. Eminim bilmediğimiz o kadar derin durumlar var ki o yüzden bu konularda söyleyeceklerim çok yüzeysel kalır. O yüzden yorum yapmak istemiyorum.
Biraz bildiğin sularda yüzelim o zaman. Son dönem Türk sineması hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
Yapımcılar sarışın kadın mantığını çözemediler. Benim gibi biri burada dururken bütün sarışın kadın rolleri yurt dışından gelenlere veriliyor. Bütün yapımcıları kınıyorum! Ben oyuncuyum. İllaki sarışın olmam gerekmiyor. Gerekirse saçımın rengiyle de oynayabilirim.
Yeni dönem oyuncularımızdan kimleri beğeniyorsun?
Okan Yalabık ve Mete Horozoğlu’nun oyunculuklarını beğeniyorum.
Hayatında biri var mı?
Mart ayı da geldi geçti ama kimse yok. Tabii ki olacak çok istiyorum ama önce menajerimi ikna etmem gerekiyor.
Peki yeniden evlenmeyi düşünür müsün?
Benim evlenmem için çok aşık olmam ve gözümün kararması gerekiyor. Büyük konuşmayı sevmiyorum ama şimdilik kesinlikle böyle bir düşüncem yok.
Bir çocuğunun olmasını istemez miydin?
Çocuk yapmayı hiç düşünmedim. Çünkü çocukla nasıl iletişim kuracağımı pek bilmem. Onların dilinden anlamıyorum.
Eskiden çok hırslı bir insandın. Şimdi sana sabırlı ve metanetli diyebilir miyiz?
Evet, eskiden çok büyük hırslarım vardı. Ama artık benden önemli hiçbir şeyin olmadığını anladım. Eskisi gibi mutluluğu tek bir noktada aramak istemiyorum. “Alkış varsa varım yoksa yokum.” zihniyetini artık kendime zarar vermemek adına istemiyorum. Hayatımda her şey şu anda çok dengeli.
Gerçekten intihara kalkıştın mı? O karar anından biraz bahsetmeni istiyorum…
Ben o dönem nişanlıydım. Nişanlım ölünce ani bir şok geçirdim. Ayakta kalmayı beceremedim. Ailemle de bazı sorunlarım vardı. Üç beş ay sonra maalesef intihara kalkıştım. Ömrümde böyle bir şey yapabileceğimi düşünmezdim. Bir anlık cinnet geçirdim diyelim. Allah kimseye yaşatmasın. Bu kadar bana anlamsız gelen bir şeyi nasıl yaptım inan ben de bilmiyorum. İnsanlık hali, demek ki olabiliyormuş.
Şu andaki hedefin nedir?
Çalışmak istiyorum, mesleğimi en güzel şekilde yapmak istiyorum. İnşallah çok güzel roller ile sevenlerimin karşısına çıkacağım.
Var mı yeni projeler yeni oyunun dışında?
Bu yaz bir sinema filminde oynamayı düşünüyorum. Şimdilik sadece bu kadarını söyleyebilirim.
Eskiden beri bu camianın içinde olan biri olarak magazin dünyasında sence neler değişti?
Eskiden bu camia akrabalık ve dostluk ilişkilerinin sonucunda üç beş kişinin elindeydi. Şimdi devir değişti. Sayı artınca ister istemez ünlüler de saygı görmeye başladı. O vıcık vıcık ilişkilerle bu tekeli elinde tutanların hükümdarlığı ortadan kalktı diyebiliriz. Ortada böyle bir pasta varken zaten neden üç beş kişi paylaşsın ki!
Ünlü olmak için her şeyi yapan gencecik kızlara baktığında içinden ne diyorsun? Onlara buradan vermek istediğin bir mesaj var mı?
Aslında ben bu kadar kötümser bakmıyorum. Ülkemizdeki her sektöre genç ve dinamik insanlar lazım. Ama tabiki eğitimsiz olmaması şartıyla… Eskiden babasından yediği dayaktan kaçan, köyünden ayrılan insanların hikayelerini okumaktan herkese gına gelmişti. Şimdi bu hikayeler yavaş yavaş değişmeye başladı.
Senin hikayenin benzerlerinden ne farkı var?
Ben çok zengin bir çocukluk geçirdim. Para hırsım da o yüzden hiçbir zaman olmadı. Hiçbir zaman Hülya Avşar veya Seda Sayan gibi olamam. Öyle bir zihniyet taşıyamam. Çünkü öyle bir yerden gelmedim.