Mimar Sinan’ın hayatını konu alan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle çekilen “8 Ülke, 8 Yönetmen & Sinan” adlı drama belgeselde Hürrem Sultan rolünü Hülya Avşar, Mimar Sinan karakterini ise Cemal Hünal oynuyor. Avşar belgeseli, canlandırdığı tarihi karakteri ve yakın gelecekteki planlarını anlattı…
Farklı, heybetli, görkemli ve tarihi bir rolle karşımızdasın. Neler söyleyeceksin?
Keyifli ve kültürel bir çalışmanın içerisindeyim. Mimar Sinan tarihimiz açısından çok önemli bir figür. Türkiye’de bu yaptığımız pek tercih edilen bir tür değil. Onun için de bu tür çalışmalar bana çok keyif veriyor. Böyle bir projede Hürrem Sultan’ı canlandırmak benim için ayrı bir keyif unsuru oldu. Kendimi tarihi kıyafetler içerisinde görmek de değişik bir heyecan. Doğrusu, böyle bir yapımda oynadığım için çok keyifliyim, mutluyum.
Hazırlanman ne kadar sürüyor?
En fazla bir saatimi alıyor diyebilirim. Zaten kıyafetler kat kat görünseler de aslında çok kolay giyiliyor. Özel bir makyajım da yok ama Hollywood’dan Sahra isminde bir makyöz getirildi.
Hürrem Sultan Ukrayna asıllı bir cariye. Bir cariye olmasına rağmen Kanuni Sultan Süleyman imparatorluğun geleneğini bozup kendisini eş olarak almış. Güzelliği, cazibesi ve zekasıyla Osmanlı İmparatorluğu’nda bir dönem çok etkili olmuş. Hürrem Sultan ile ortak yönlerinin olduğunu düşünüyor musun?
Karakter olarak fazla bir benzerlik taşımadığımızı düşünüyorum. En azından ben Hürrem Sultan kadar katı bir insan değilim. Ama onu canlandırmak benim için süper bir durum. Çünkü ben hep kötü ruhlu bir kadını oynamayı çok istemişimdir.
Hürrem Sultan kötü ruhlu bir kadın mı?
Gerçi Hürrem Sultan o kadar kötü ruhlu bir insan değil. Biraz daha dediğim dedik insanlardan biri. Günümüz kadınlarının ise böyle olmadıklarını düşünüyorum.
Peki bu rol için neden seni tercih ettiler? Güçlü olduğun için mi yoksa imajınla mı alakalı?
Öncelikle güzel olduğum için tercih edildiğimi düşünmüyorum. Mesela Safiye Sultan, Hürrem Sultan’dan daha güzeldir. Bu rol için ilk akla gelen isim ben olduğuma göre bu role seçilme sebebimin duruşumla veya imajımla ilgili olduğunu düşünüyorum. Geçmişte de hep Hürrem Sultan’ı oynamayı istemişimdir. Ama onun hayatını anlatan bir film çekmek kolay değil sanırım. Şimdiye kadar böylesine güzel bir projenin çoktan yapılması gerekiyordu.
Aslında yıllar önce televizyonda Gülben Ergen’in oynadığı “Hürrem Sultan” adında bir dizi vardı… Kendisini izlemiş miydin?
Gülben sanırım o dizide sekiz bölüm oynadı. Daha fazla oynamadı diye hatırlıyorum. Her şeyi ne yazık ki eksik yaptığımızı düşünüyorum. Tam anlamıyla hiçbir şey olmuyor. Tabii ki lafım Gülben’e değil.
Lafın Gülben’e değilse kime?
Yapımcılar ile ilgili bir durum bu. Böyle tarihi filmler için gerçekten yıllarca çalışılması gerek. Senaryo, mekan ve tarihi bir filme göre bütçe ve bunlara göre bir ekip… İstesek her şey olur da sanırım buna cesaret edecek bir yapımcı yok.
Cast direktörü sen olsaydın bu belgeselde kimlerle oynamak isterdin? Sadettin Taran’ı Kanuni Sultan Süleyman olarak düşünebilir miyiz?
Tabii ki Sadettin Bey ile ilgili öyle bir durum söz konusu bile olamaz. Mimar Sinan rolünde Cemal Hünal oynadı. Mimar Sinan rolü için biraz yaşlı biri gerekliydi. Cemal’i biraz yaşlandırdılar. Makyaj, kılık kıyafet de önemli unsurlar. Açıkçası zor bir soru. Ama Mehmet Aslantuğ’u düşünürdüm. Kendisini çok beğeniyorum. Sinema ve televizyonda bence çok başarılı işler yapıyor. Ekrana çok yakışıyor. Onun partnerim olması bana keyif verirdi.
Türk sinemasına değişik karakterlerle damga vurmuş önemli bir oyuncu olarak son dönemde dizi ve sinema piyasamızdaki tarihe olan merakı neye yoruyorsun?
Dikkatle cevaplanması gereken bu sorunun aslında biraz yaşadığımız çağla alakalı olduğunu düşünüyorum. Gençler ne yazık ki geçmişlerini ve yaşadıkları toplumun tarihini bilmiyor. Tabii ki yapılanlar gençler için yapılmıyor ama bunun da en azından bir yararının olduğunu düşünüyorum. Artık geçmişimizi araştırır hale geldik. Siyasi çalkantılar, Kürt meselesi, dış ülkelerle olan ilişkilerimiz biz de böyle bir çağrışım yaptı sanırım.
Şimdi Orhan Kemal’in unutulmaz eseri 72. Koğuş’un çekimleri başlayacak. Bunun dışında başka projelerin var mı?
Evet, çekimler yakında başlıyor. Bunun dışında Birol Güven ile üzerinde konuştuğumuz bir sitcom projemiz var.
Hülya Avşar Show devam edecek mi peki?
Devam edecek diye yola çıktık fakat televizyonlarda o kadar çok dizi var ki programı yayınlayacak saat bulamıyoruz. Şimdilik o yüzden bu projeyi askıya aldık. Ama yine de ocak ayında neler olur bilemiyorum.
Türkiye’de Tarkan’ın katıldığı tek show Hülya Avşar Show’du. Programınız devam ederse Tarkan’ı yine çağırır mısınız? Sizce yine gelir mi?
Gelip gelmeyeceğini bilemem ama biz keyifle davet ederiz. O da gelir herhalde.
Peki sana herkesin dilindeki güncel bir konudan hareketle “Fatmagül’ün Suçu Ne?” diyelim.
Dizideki oyuncuları çok beğendim. Cast gerçekten çok güzel. Onun dışında film dizi şeklinde çekilince ve kendi filmimin sahnelerini ben de bildiğim için senaryo bana biraz uzamış gibi geldi. Bir an önce konunun gelişmesini istedim. Bir de tecavüz sahnesi filmde çok daha heyecanlıydı. Sahne gerçekten dehşet vericiydi. Diziyi izlerken gözümde çok büyüttüm ya da ben oynadığım için bana öyle geldi bilmiyorum ama o kadar etkilenmedim. Sahne televizyona uyarlanarak çekilmiş. Ama onun dışında bir bütün olarak gerçekten çok beğendiğimi söyleyebilirim.
Beren Saat’in dizideki oyunculuğunu nasıl buldun?
Beren rolüne çok yakışmış. Hatta seyrederken Beren’in o çocuk halini zaman zaman benim o zamanki hallerime benzettim.
Beren sizce rolüne hazırlanırken seni izlemiş midir? Böyle bir izlenimin oldu mu diziyi izlerken?
Beren’in, rolüne hazırlanırken beni izleyip izlemediğini bilmiyorum. Beren’in yerinde ben olsaydım canlandırdığım karakterin daha önce nasıl canlandırıldığını merak ederdim.
Aynı zamanda tecavüz sahnesiyle ilgili olarak esprili bir şekilde “Bizim zamanımızda yastık yoktu. Ben hiç yastık kullanmadım!’”demiştin…
Ben böyle bir şey söylemedim. Aslında bizim zamanımızda bu tarz sahneler pek yoktu demek istemiştim. Tabii ki cesaret isteyen sahneler vardı ama günümüzdeki kadar değildi. Gerçekten çekim esnasında set işçisinden oyuncusuna kadar herkes işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Bu tarz sahneler tamamen oyuncunun profesyonelliği ile alakalıdır. Kimsenin aklına kötü bir şey gelmez. Açıkçası ben sinemamızdaki bu tür sahnelere hep o gözle bakıyorum. Ama medya çok kurcalıyor meseleyi.
Tatil düşünüyor muyuz acaba?
Hayır, tatil bu sezon benim için artık bitti.
Ayvalık’ta ev bakıyor musun hala?
Bakıyorum ama daha bulamadık.
Yıllar önce ‘Türkiye’de birinci benim, ikinci kim?’ demiştin. Hande Yener geçtiğimiz günlerde sözünüze karşılık olarak “Biraz ukalalık olacak belki ancak en öndeyim, zaten başlangıç noktam Hülya Avşar.” dedi.
Hande kendi kulvarı adına konuşmuş. Aferin ona, konuşsun. Ben özgüveni olan insanları severim.
Sipariş bir şarkı yaptırıyormuşsun Tan’a?
Çıkarmış olduğum albümü tanıtma fırsatım olmadığı ve içinde çok güzel şarkılar olduğu için şimdi yeni bir düzenlemeyle, yeni bir şarkıyla ve tabii ki bir kliple sevenlerimin karşısına tekrar çıkacağım. Tan’ın yanı sıra Sinan Akçil’den şarkı bekliyoruz, Sezen Aksu’yu arayacağım ama çekimler yüzünden daha arayamadım. Özgün’den de bir şarkı isteyeceğim.
Sezen Aksu referandumda evet oyu kullandığı için çok tepki aldı. Kendisiyle bu konu hakkında konuşma fırsatın oldu mu?
Şimdi konuşulacak bir dönem değil bence. Ama Sezen bir şey yaptıysa bir bildiği vardır diye düşünüyorum.
Babasının evinin bulunduğu Konak ilçesine bağlı Çankaya Mahallesi’ndeki 145 nolu sokağın başındaki “Sezen Aksu Sokağı” tabelası, sanatçının referandumda ‘evet’ oyu kullanacağını açıklamasından sonra indirilmişti. Sonra yeniden astılar. Bu konu hakkındaki düşüncelerin?
Sezen Aksu’ya yapılanları önemsemiyorum. Ayvalık’ta da aynı şeyi bana yapmışlardı. Hülya Avşar Bulvarı tabelasını değiştirip yerine başka bir şey koymuşlardı. Çocuk oyuncağına çevirdiler her şeyi. Demek ki bu isimleri verenler bizi her halimizle seven insanlar değil. Kimsenin istekleri doğrultusunda hareket edecek değiliz. O tabela oraya koyuluyorsa o ismi her haliyle sevip kabul edeceksin, o insanın düşüncelerine saygı duyacaksın. O yüzden ben Sezen’in yerinde olsam bu olayı pek önemsemezdim. Zaten onun da pek önemseyeceğini sanmıyorum.