Piller Patladı

Türkiye iki hafta boyunca Ay Tutulması’nı konuştu.

Hurafeleri sevenler bu sıradan doğa olayını Kanlı Ay Tutulması şeklinde tanımlıyor. Astroloji ile ilgilenen yarı aydınlar ise Süper Mavi Kanlı Ay Tutulması.

Yüzyılın en büyük Ay Tutulmasıymış. (2000 yılındakini sayamıyoruz.) Şimdi önümüzde Parçalı Güneş Tutulması varmış.

Neyse ki tutuldu da kurtulduk.

Kuzey Amerika ise konumu dolayısıyla izleyemedi.

Tutulmalar öncesi ortalık ne zaman karışsa hep aklıma Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç adlı romanı gelir.

“Bedriye kızım, kuyrukluyu Menbire’ye pek övme. Baksana sorup duruyor, erkek sanıyor. Ay’a Güneş’e aşık olan budalalar çok…”

Acaba kaç kişi inandı deprem olacağına? Kaç kişi inandı tutulmadan sonra deccalin ineceğine?

Sahi bazılarımız Güneş Tutulması ile karıştırıp gerçekten inandı çıplak gözle bakarsa bu doğa olayına kör olacağına…

Husuf namazına duranlar oldu. Güneş tutulmasında da küsuf namazına durulacak. Orta Doğulu bazı din adamları da tutulmaları izlemenin günah olduğunu söylüyor.

NASA’nın canlı yayınında ise yine her zamanki gibi bilinmeyen bir cisim kadraja girmeyi ihmal etmedi.

Neyse ki bu sefer tutulmayı izlemek için dağlık bölgelere çıkan turistlerle ilgili yüz kızartıcı haberlere rastlamadık. Özel gözlükler filan da dağıtılmamıştır herhalde. Tabancasını çekip Ay’a Güneş’e ateş eden ruh hastalarını da duymadık, fotoğraf çekmeye çalışanlar için sıraya geçen kokoreççilerle simitçilerin kavgasını da… Darısı önümüzdeki Güneş Tutulması’nın başına…

Bu arada çok ilginç bir olay da benim evde yaşandı. Durduk yere televizyonun iki kumandası da bozuldu. Patlayan pilleri filan değiştirdim ama nafile…

Bilenler “Mars hiç olmadığı kadar bize yaklaştı ya, kesin ondandır.” diyor. İşi gücü bıraktım, 11 Ağustos’taki Parçalı Güneş Tutulması’nda belki yeniden düzelir diye umut ediyorum.

YAŞAR KEMAL EFSANESİ

Yaşar Kemal Efsanesi adlı belgesel geçen haftadan beri vizyonda.

Belgesel filmler eğlenceli değildir, o yüzden sektöre adım atanlar bizde çoğunlukla doğrudan kurmaca filme yönelir. Bu sebeple belgeselin yönetmeni ve yapımcısı Aydın Orak’ı kutlamak lazım.

Yaşar Kemal Efsanesi, sanatçıyla ilgili yeni bir bilgi sunmuyor ama kendisiyle daha önce tanışmamış olanlar veya kitaplarını okuyup onu daha iyi tanımak isteyenler için bir hazine değerinde. Kronolojik ilerlemeyen belgeselde Yaşar Kemal’in eserlerine ve edebiyat anlayışına çok yer verilmemiş, çoğunlukla siyasi ideolojisi anlatılıyor.

Ben Aydın Orak’ın yerinde olsam üç dört tane sinema salonunda oynayıp unutulacak bir belgesel yerine yepyeni röportajlar ve bakış açılarıyla, belki yabancı ortakların da desteğiyle dünya televizyonları için bir belgesel dizisi hazırlığına girişirdim.

Takdir edersiniz ki Yaşar Kemal arşiv görüntüleriyle iki saate sığdırılabilecek biri değildir.

HAFTANIN KEŞİFLERİ

Yılmaz Güney oyunculuğa Yaşar Kemal’in kendisini Atıf Yılmaz’a önermesi sayesinde başlamış.

Ay Çarpması (Moonstruck) filmiyle 1988 yılında En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ı alan şarkıcı Cher, 1998 yılında çıkardığı 22. stüdyo albümü Believe ile ortalığı kasıp kavurmuştu. Yeni nesil şarkıcılar Auto-Tune programını/eklentisini (vokallerdeki zamanlama ve tonlama hatalarını düzeltir) onun albümle aynı adı taşıyan Believe adlı şarkısıyla tanıdı. İlk defa Roy Vedas‘ın Fragments Of Life adlı şarkısında kullanılan Auto-Tune, günümüzde Kanye West ve T-Pain sayesinde sanat haline geldi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir